:)

:)

2 Mayıs 2013 Perşembe

Cheers


cheers to you my friend,
god bless your soul,
When I depend on booze,
i can't rely on my chose ,
good bless you,
couse I'am depending on you

26 Aralık 2012 Çarşamba

Her ayrılık bir şeyler koparır kalbinden

Gün yavaş yavaş yerini geceye bırakıyordu İstanbul sokaklarında.Dükkanlar kapanıyor evlerin ışıkları birer birer yanıyordu.Lakin deniz kenarındaki banklardan birinde yalnız başına oturan kız ne gecenin gelişini ne de ne de güneşin batışını fark etmişti. Boş boş bakan gözleri uzaklara kitlenmişti. Rüzgar soğuk soğuk saçlarının arasından geçiyordu.Denizin küçük dalgaları kıyıya çarpıyor, hafif sesler çıkartıyordu.Boğaz her zamanki gibi rengarenk ışıklarla aydınlanıyor, vapurlar birbiri ardından geçip gidiyordu. Yine de kız tek bir noktaya gözlerini dikmiş çevresindeki hiç bir şeyi  görmüyordu.

Genç kız derin bir nefes alarak saatine baktı.  Gözlerinden yaşlar akarken gelmeyeceğini bildiği birini bekliyor, yinede kendini gitmeye ikna edemiyordu."Güven" kelimesini öğrendiği adama karşı nasıl güvensizlik edebilirdi ki? Kendine itiraf edemese de adam gelene kadar beklemeye razıydı. Elindeki mendille gözlerini sildi ve etrafına baktı. Mekan seçimi ne kadar anlamlı olmuştu. Acı acı güldü kendine. Her şeyin burada  olup bittiği göz önüne alınırsa burayı seçerek acı çektirmek istemişti ona. Oysa acı çeken yine kendisi olmuştu. Daha fazla dayanamayacağını hissetti ve aceleyle ayağa kalktı. İşte o an gördü onu. Elleri cebinde sessizce bekleyen adamı.Omuzları dik, o bilindik sert ifadesiyle kıza bakıyordu.Ama kız onu tanıyordu; her nefesindeki kararsızlığı, her bakışındaki özlemi görebiliyordu. İkisi de konuşmuyor ya da oldukları yerden kıpırdamıyorlardı. İkisi de oynadıkları oyunun farkında olmalarına rağmen hiç bir şey söylemiyorlardı.

Sonunda kız dayanamadı:
"Ben gidiyorum. Amerika'ya. oradan da başka ülkelere. Ne kadar görmek isterdim dünyayı biliyorsun."
Adam kızı duyduğuna dair hiçbir tepki vermedi. Sanki aldırmıyor ara sıra denize bakıyor sonra tekrar gözlerini kıza çeviriyordu. Ama kız biliyordu geldi dedi içinden. Her şeye rağmen geldi.
"Artık bittiğini anladım. Mutlu sonun bizim için olmadığına.Gidiyorum."
Kız bekledi. Belki.... Belki diye düşündü gitme derdi belki..Hayır asla demezdi. Gitme diyemezdi.
"Ben seni çok sevdim  biliyorsun. Ama artık olmaz. Çok yıprandık. Her şeye rağmen mutlu hatırlayalım birbirimiz olmaz mı?" bir cevap bekledi kız. ama o cevap hiç gelmedi. Umutları artık tükenmişti.
"Elveda Yiğit."
Kız yavaş yavaş yürüyüp uzaklaşırken sessiz göz yaşları, rüzgarla karışmış o son cümleyi duyunca, hıçkırıklara dönüştü.
"Elveda Büşra"


devamı gelecek...


25 Aralık 2012 Salı

Aşk

Korkumdan sevemedim seni.
Her bakışın cehennem,
Her gülümseyişin sonsuz bir yangındı.
Düşüncelerim kalbimde dolardı,
Senin her göz kırpışında.

Oysa ben hiç sevemedim seni
Leyla'nın mecnunu sevdiği gibi
Hic söyleyemedim
Şirin'in Ferhat'a diyeceklerini
Hic hissedemedim züleyhanin hislerini
Bilmedim aslının heyecanlı bekleyişlerini

Ben uzaktaydim en ulaşılmayacak
Sen ise yasaktın bana dalından koparılmayacak.

Bile bile atladım ateşe ben
Göz göre göre yanıyorum şimdi.

24 Aralık 2012 Pazartesi

Büyümek

Kayıp bir şehir burası.
Öyle hiç,
Öyle yalnız.

İnsanları bile karanlık artık.
Sokaklar desen bin beter.

Bitmiş bir şehir burası.
Öyle korkunç,
Öyle siyah.

Yağmur yağar durmaksızın üstüne,
Belki temizlenir bu şer niyetler diye.

Oysa zaman bile terke etmiş buraları,
Koskoca bir hiçlikte savuruyor rüzgar insanları
Tutunacak dalımız kalmamış
Yavaş yavaş kırıyor umutlarımızı

Kırık bir sokak lambasının ışına muhtaç arka mahalleler,

Yinede isyan edemezler
Bu şehri terk edemezler..

Kayıp şehrin insanlarıdır onlar,
Bilirler.
Büyüdükleri an kaybettiler ruhlarını.

Anneme

Her adımda sen vardın
Her kararda sözlerin
Her yol ayrımında ellerin
Ne zaman düşsem yanımda biterdin
Gözlerim dolsa "neden" derdin
Biraz öksürsem ilaçlarla gelirdin

Her karanlığı aydınlatırdı gülümsemen
Kaşlarını çatardın yanlış bir şey söylesem
Her acım daha çok bağlıyordu beni sana bilmeden

Tek sorun var şimdi kalbimi paramparça eden,
Ben sensiz nasıl yaşarım?