:)

:)

26 Aralık 2012 Çarşamba

Her ayrılık bir şeyler koparır kalbinden

Gün yavaş yavaş yerini geceye bırakıyordu İstanbul sokaklarında.Dükkanlar kapanıyor evlerin ışıkları birer birer yanıyordu.Lakin deniz kenarındaki banklardan birinde yalnız başına oturan kız ne gecenin gelişini ne de ne de güneşin batışını fark etmişti. Boş boş bakan gözleri uzaklara kitlenmişti. Rüzgar soğuk soğuk saçlarının arasından geçiyordu.Denizin küçük dalgaları kıyıya çarpıyor, hafif sesler çıkartıyordu.Boğaz her zamanki gibi rengarenk ışıklarla aydınlanıyor, vapurlar birbiri ardından geçip gidiyordu. Yine de kız tek bir noktaya gözlerini dikmiş çevresindeki hiç bir şeyi  görmüyordu.

Genç kız derin bir nefes alarak saatine baktı.  Gözlerinden yaşlar akarken gelmeyeceğini bildiği birini bekliyor, yinede kendini gitmeye ikna edemiyordu."Güven" kelimesini öğrendiği adama karşı nasıl güvensizlik edebilirdi ki? Kendine itiraf edemese de adam gelene kadar beklemeye razıydı. Elindeki mendille gözlerini sildi ve etrafına baktı. Mekan seçimi ne kadar anlamlı olmuştu. Acı acı güldü kendine. Her şeyin burada  olup bittiği göz önüne alınırsa burayı seçerek acı çektirmek istemişti ona. Oysa acı çeken yine kendisi olmuştu. Daha fazla dayanamayacağını hissetti ve aceleyle ayağa kalktı. İşte o an gördü onu. Elleri cebinde sessizce bekleyen adamı.Omuzları dik, o bilindik sert ifadesiyle kıza bakıyordu.Ama kız onu tanıyordu; her nefesindeki kararsızlığı, her bakışındaki özlemi görebiliyordu. İkisi de konuşmuyor ya da oldukları yerden kıpırdamıyorlardı. İkisi de oynadıkları oyunun farkında olmalarına rağmen hiç bir şey söylemiyorlardı.

Sonunda kız dayanamadı:
"Ben gidiyorum. Amerika'ya. oradan da başka ülkelere. Ne kadar görmek isterdim dünyayı biliyorsun."
Adam kızı duyduğuna dair hiçbir tepki vermedi. Sanki aldırmıyor ara sıra denize bakıyor sonra tekrar gözlerini kıza çeviriyordu. Ama kız biliyordu geldi dedi içinden. Her şeye rağmen geldi.
"Artık bittiğini anladım. Mutlu sonun bizim için olmadığına.Gidiyorum."
Kız bekledi. Belki.... Belki diye düşündü gitme derdi belki..Hayır asla demezdi. Gitme diyemezdi.
"Ben seni çok sevdim  biliyorsun. Ama artık olmaz. Çok yıprandık. Her şeye rağmen mutlu hatırlayalım birbirimiz olmaz mı?" bir cevap bekledi kız. ama o cevap hiç gelmedi. Umutları artık tükenmişti.
"Elveda Yiğit."
Kız yavaş yavaş yürüyüp uzaklaşırken sessiz göz yaşları, rüzgarla karışmış o son cümleyi duyunca, hıçkırıklara dönüştü.
"Elveda Büşra"


devamı gelecek...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder